
İsviçre denilince akla genelde; dünyanın en kaliteli saat markaları, en leziz çikolataları, nefis peynirleri, kırmızı çakıları ve bolca da kış sporları gelir. Benim için bir de Heidi ve Peter‘dir İsviçre. Heidi’nin yemyeşil Alpler‘deki cennet misali köyünde yaşayan tonton dedesinin pişirdiği o dumanı üstünde, yumuşacık pofuduk ekmeklerdir hatta. Sanırım en bilinen İsviçre markalarından biri de dünya çapında 30’dan fazla otel ve resort’uyla sektördekilerin adeta bir “okul” olarak değerlendirdiği Swissôtel‘dir. Zincirin Türkiye‘deki amiral gemisi olan “Swissôtel The Bosphorus” özellikle, bünyesinde yer alan Chalet, Cafe Swiss, 16 Roof gibi birbirinden iddialı mekanları ile İstanbul yeme-içme hayatına yön verirken, yaklaşık 1 sene önce aralarına Gabbro Resto-Bar da katıldı. İşte ben de bu yazımda sizlere, Serhat Kılıç‘ın canlı müzik performansı ve özel sahne showlarıyla, bolca eğlendiğimiz bir Cumartesi akşamında Gabbro‘dan izlenimlerimi anlatmak isterim.


Öncelikle mekana girdiğiniz anda o muhteşem Boğaz manzarasıyla büyüleniyorsunuz. Sade ve şık dekorasyonuyla ve Salı’dan Cumartesi’ye haftanın beş günü, birbirinden iddialı isimlerin sahne aldığı programlarıyla, şehrin kaliteli canlı müzik mekanı eksiğini gideren, İstanbul‘un modern Resto-Bar’ı olmuş Gabbro.
80’lerdeki “Ergün Plak” “Serhat Kılıç” da Gabbro’da Sahne Alıyor
Gelelim bizim de gittiğimiz Cumartesi akşamına! Sahnede Serhat Kılıç… Onu son dönemde 80’ler dizisindeki “Ergün Plak” karakteriyle çok seviyorsunuz. Bunu o gece yaptığımız canlı yayınlara onunla ilgili gelen mesaj yağmurundan anladım. Aynı zamanda tiyatrocu ve TV programcısı da olan Serhat Kılıç, Gabbro‘daki eğlenceli özel sahne şovlarıyla konukları adeta mest ediyor desem yalan olmaz.
Şöyle bir örnek vereyim: “Gitme Sana Muhtacım” şarkısını önce Zeki Müren edasıyla söyleyip, ardından “Peki bu şarkıyı acaba Bob Marley söylese nasıl olurdu?” deyip, Reggie versiyonunu yapıyor. Öylesine kanıksıyorsunuz ki, bu haliyle de hemen dilinize takılıyor! Program boyunca, bir saniye bile yerinde durmuyor. Mekanın içinde elinde mikrofon, şarkı söylerken her köşeyi geziyor, istek şarkı da alıyor. Herkesle iletişim halinde olan tam bir enerji deposu desem yeridir.

Ben kendisinden Queen‘den bir şarkı istedim ve We will rock you‘yu söyledi, coşturdu herkesi. Arada Unchain my Heart‘ı da, Çukur dizisinin meşhur şarkısı “Bu hayatın heyecanı meyecanı yok“u da seslendirdi. İsterse Louis Armstrong gibi çılgın bir sese sahip oluyor, isterse daha sakin bir tonla Ajda Pekkan‘dan veya MFÖ‘den klasikleşmiş şarkılarla nostalji yaşatıyor. Arzu ederseniz, onun performansından minik bir kupleyi de bu videodan izleyebilirsiniz.

Gabbro Resto-Bar’da canlı müzik ve lezzet bir arada
Pazar günleri hariç, her gün saat 17:00’den gece 02:00’ye kadar hizmet veren Gabbro‘da arzu ederseniz, akşam yemeği de alabiliyorsunuz. Menüsü otantik Avrupa yemekleri içeriyor diyebilirim.

Swissotel the Bosphorus‘un 20 yıl boyunca Londra, Dubai, Çin gibi dünyanın önemli merkezlerinde yaşayan Şef kökenli genel müdürü Uğur Talayhan‘ın seçkin dokunuşları kadar, Executive Şef Ali Ronay‘ın da, aynen otel içindeki diğer tüm yeme-içme mekanları gibi, Gabbro’nun menüsüne de oldukça özendikleri belli oluyor.

Siz de benim gibi mantar sevenlerdenseniz Gabbro‘da karamelize soğan, kereviz püresi ve roka salatasından oluşan “Porcini tart” ile veya röşti patates, ançuez gremolata, ekşi mayalı ekmek ve kış salatasıyla servis edilen “İlik ve trüf mantarı” ile başlangıç yapabilirsiniz.

Ana yemek olarak, taze taze servis edilen kral yengeç, istakoz kuyruğu, kum midyesi, somon füme, jumbo karides ve istridyeden oluşan “Deniz mahsülleri tabağı”nı muhakkak deneyin derim.

Kırmızı et tercih edenlerdenseniz, ağır ateşte pişmiş “Dana kaburga” veya ızgara kemikli “Ribeye” alabilir, yemeğin sonunda da vanilyalı dondurma ve orman meyveleriyle servis edilen çıtır milföylü “Napolyon” ile oldukça hafif ve tatlı bir kapanış yapabilirsiniz.

Gabbro’daki Canlı Müzik Akşamlarında Hangi Gün Kimler Sahne Alıyor?
Gabbro‘da Salı akşamları Ömür Gedik ve Ferda Anıl Yarkın sevenleriyle buluşurken, Çarşamba akşamları İskender Paydaş ve Orkestrası geniş repertuardaki şarkıları, kendi tarzlarıyla yorumluyormuş. Yazın onları Bodrum’da izlemiş ve çok beğenmiştim, eminim buradaki programları da çok keyiflidir.
Perşembe akşamları ise sahneyi Bora Gencer alırken, Cumaları Jazz’ın güçlü ismi İpek Dinç Yüce‘den buradaki videodan da örneğini göreceğiniz tarzda nefis jazz şarkıları dinlemeniz mümkün.
Gabbro Resto-Bar İletişim Bilgileri
Adres: Swissotel the Bosphorus – Vişnezade Mahallesi, Acısu Sokaği No:19, Beşiktaş/İstanbul
Tel: (0543) 326 81 11