Avrupa’da en sevdiğim şehirlerden biri olan Paris benim için romantizm ve melankolinin şehri olmuştur daima. Hafiften dökülen yapraklar, fonda bir akordiyon sesi, sokak arası ufak cafe’lerde yudumlanan bir fincan kahve ya da bir bardak şarap ve özellikle Fransızlar tarafından mimari olarak sevilmeyen ama benim için Paris’i “Paris” yapan ikonik yapı Eiffel’in manzarası… İşte o Paris, özellikle de sonbaharın gelişi ile birlikte yine tatilcilerin ve yakın destinasyonlara bir hafta sonu kaçamağı yapmak isteyenlerin başlıca aranan şehirlerden biri… Hem bu aramaları gözönünde bulundurunca, hem de uzuuun zamandır takipçilerimden gelen “Bir Paris yazısı bekliyoruz sizden şefim” türü ricaları kıramayarak sizlere Paris gezi rehberi niteliğinde, anahtar teslim, her dakikası planlanmış ve oldukça memnun kalacağınıza gönülden inandığım bir Paris yazısı hazırladım.

Yazımda ideal bir Cuma’dan Pazar’a, yani 2 gece 3 gün sürecek bir hafta sonu tatilinde, Paris’te neler yapılır, nerelere gidilir ve en önemlisi ne yenir içilir sizler için bir bir anlattım. Haydi o zaman, hazırsanız başlayalım!

Paris’de Nerede Kalınır?

İlk olarak Paris Otel tavsiyem geliyor. Öncelikle bilmelisiniz ki, Paris otelleri genelde ufak ve odalar bizim alışık olduklarımıza göre oldukça küçük. Ama konaklama konusunda size harika bir tüyo vereceğim hazır mısınız? Bugüne kadar 3 kez kaldığımız ve tavsiye ettiğimiz tüm arkadaşlarımızın da memnun kaldığı bir otel var ki, ismi “Saint Petersbourg Opera”. “İyi de Paris’e diyorduk, şimdi Rusya ne alaka?” demeyin sakın! 🙂 Meşhur opera binası ile de anılan ve Paris’in en merkezi yerlerinden biri olan Opera bölgesinde, özellikle alışveriş seven hanımları çok mutlu edecek kadar Printemps ve Galerie La Fayette’e yakın konumda bulunan ve Louvre Müzesi’ne 5 dakika mesafede bir otel burası. Odalar gayet geniş, temiz ve otel yakın zamanda yenilenmiş. Önceden Paris’te başka otel denemelerimiz de oldu ve inanın burası diğerlerine kıyasla bi’ harika…

fransa-paris-tatil-gezi-rehber-merkezi-otel-tavsiye

Bu arada biz rezervasyonu otelin kendi sitesinden yapıyoruz, fiyatlar daha uygun oluyor ve sabah kahvaltısı da fiyata dahil oluyor. Üstüne üstlük sabah kahvaltısı dediğim öyle klasik Fransız kahvaltılarındaki gibi sadece kahve, portakal suyu ve croissant’dan oluşmuyor. Bayağı da biz Türklerin sevdiği cinsten bir sürü peynir, reçel, nutella ve taptaze ekmek ve unlu mamüller barındıran bir açık büfe. Paris’de böyle bir kahvaltı, gerçekten bulunmaz nimet! 🙂 Otelde sıkça Türk müşteri kaldığı için bizlere de alışıklar ve eğer müsaitlik varsa odanızı upgrade de yapıyorlar. Resepsiyondan bir rica edin bence:)

Paris’de Konaklama için:
Hotel Saint Petersbourg Opera
Adres: 33-35 rue Caumartin 75009 Paris – France

Tel: +33 1 42 66 60 38 | Fax: +33 1 42 66 53 54

fransa-paris-tatil-gezi-rehber-merkezi-iyi-otel-tavsiye

Bu arada Paris ile ilgili enteresan bir bilgi olarak, internette arama yapanların çoğunluğunun Fransa başkenti olarak ararken, Paris Las Vegas adlı otelle ilgili sonuçlar bulduğunu biliyor muydunuz? 🙂

Paris Hava Durumu

Eğer aranızda “Kasım’da Aşk bir başkadır” diye, tam da bu mevsimde Paris hava durumu nasıldır diye merak edenleriniz varsa, bu linkten kolayca Pariste son durum bilgisine ulaşabilir.

Paris uçak bileti fiyatı nasıldır?

Paris uçak bileti fiyatı nasıldır diye merak edenleriniz için ise, bu yazıyı kaleme aldığım tarih için söyleyebilirim ki, Paris İstanbul uçak bileti fiyatları, kendinizi önceden programlayıp da erken almanız durumunda, gidiş-dönüş, hem de önde gelen havayolları ile bile ortalama 300-350 TL’lerden başlayabiliyor ki, bence gayet uygun.

Paris içinde ulaşım

Paris’te havaalanları şehrin ciddi manada dışında yer alıyor. Durum böyle olunca, şehire ulaşım için metro (RER) ile merkeze, oradan da yine metroda aktarma yaparak, otelinize gitmeniz gerekiyor. Özellikle de ilk defa Paris’e geliyorsanız, inanın ki metro sistemini anlamak, cidden karışık bir mesele. Çünkü bizim metrocuğumuz gibi kolay anlaşılır değil, akıl almaz bir “örümcek ağı” sanki mübarek. Adamlar bir asırdan fazla süre önce çözmüşler ulaşımı, olacak o kadar:)

“RER + metro” ile ulaşım, kişi başı yaklaşık 12 € gibi bir rakama geliyor ve yer altına inip çıkarken, tünellerde valizini taşımanız da işin cabası. Bu eziyete katlanmak istemezseniz, size son seyahatimizde keşfettiğimiz ve inanılmaz memnun kaldığımız, hatta videosunu şuradan seyredebileceğiniz muhteşem bir alternatif transfer seçeneğini paylaşıyorum, ismi: “Paris Dolmuşu“.

“Paris dolmuşu” da neymiş? “Orada da mı sarı dolmuşlardan var?” dediğinizi duyar gibiyim:) Yok yok, dolunca hareket eden sarı dolmuşlar gibi değil bu! Türk girişimcilerin Paris’te kurdukları özel bir shuttle servisi kendisi… Mercedes Vito veya muadili araçlarla sizi havaalanı çıkışında karşılayıp, otelinizin kapısına kadar bırakıyorlar. Daha da güzeli şöförler de Türk, yani Fransızca bilmeniz ve derdinizi anlatmak için uğraşmanız gerekmiyor. Fiyatlar da özellikle 4 ve üstü kişi iseniz gerçekten çok çok uyguna geliyor. 2 kişi için de bence elde valizlerle metroya in-çık, merdivenlerde bavul taşı gibi zorlukları da düşününce, kesinlikle o farka değer.

Paris’de Havaalanı Transferleri için:
Paris Dolmuşu
Havaalanı – Otel tek yön 2 kişi 60 €
4 kişi 70 €

fransa-gezi-paris-dolmusu-havalani-transfer-usengec-sef

Evet! Paris dolmuşu sayesinde konforlu bir yolculuk sonrası otelimize geldik. Odamıza yerleştikten sonra, haydi günümüzü en güzel şekilde değerlendirmeye zaman kaybetmeden başlayalım.

Benim size önereceğim planlar ve lokasyonlar otele yürüme mesafinde olacak. Bu sayede hazır Paris’e gelmişken hem etrafı doya doya, içinize sindire sindire gezebilmeniz, hem de aralarda çekeceğiniz yemek ziyafetlerini de, “Eyvah! Tatilde yine kilo alacağım” derdiniz olmadan, içiniz rahat şekilde yapabilmeniz için, parkuru yürüme rotasında çıkarmaya özen gösterdim.

İlk gün, otelimizden çıkıp sadece 50 m ötedeki Opera Binası önünde hemen selfie’lerimizi çekerek gezimize start veriyoruz. Eh yani, Paris’e kadar gelmişiz, eş dost akraba hatta sosyal medya takipçilerimiz bekler:) Opera’dan güneye doğru yürüyüp 5 dakikalık bir yürüyüş ile Louvre Müzesi’ne varıyoruz.

fransa-paris-tatil-gezi-rehber-louvre-muzesi

İfadesi hala sırrını koruyan ikonik eser “Mona Lisa”nın da bulunduğu Louvre müzesi, ünlü cam piramidi ve Dan Brown romanlarına konu olmasıyla bu listede illa ki bir havasını solumak isteyeceğiniz noktalardan olacaktır diye düşünüyorum. Kapıdaki kuyruktan da anlayacağınız üzere, gerçek bir sanat aşığıysanız, hakkıyla yapacağınız uzun uzadıya bir müze ziyareti için başka bir seferde yapacağınız daha geniş zamanlı bir Paris gezisi uygun olacaktır bence.

fransa-paris-tatil-gezi-rehber-eiffel-kulesi-usengec-sef
Hemen bir sonraki durağımız Tuileries Bahçeleri. Bu bahçeler, mevsiminde Parisliler’in çimenlerin üzerine uzanıp güneş keyfi yaptığı yerler. Aynı zamanda da spor ve dinlenme alanları… Burasının sonunda, uzaktan da dikkatinizi hemen çekecek olan bir dönme dolabı ve bizim Sultanahmet’teki dikilitaşın bir benzeri ile Concorde Meydanı yer alıyor. Buraya kadar gelmişken, Tuilerie bahçelerine paralel olan “Rue de Rivoli“deki souvenir (hatıra eşya) dükkanlarını da değerlendirebilirsiniz.

fransa-paris-tatil-gezi-rehber-concorde-meydani-usengec-sef
Paris’in Meşhur Caddesi Champs Elysees

Concorde Meydanı’ndan yine yaklaşık 5 dakika yürüme ile o meşhur “Champs Elysees“ye geliyoruz. Fransızcanın azizliği işte! Bu kadar çok harf yazıp, sadece “Şanzelize” olarak okunuyor bilesiniz 🙂 Sağlı-sollu dünyanın en büyük markalarının mağazaları ve cafe-restaurantlar ile bezenmiş bu çok geniş cadde, Paris’in buluşma noktası. Yılbaşlarında yol trafiğe kapatılıyor ve halk burada yeni yıla girişi kutluyor. Evet bir keresinde bizim de yapmışlığımız var da oradan biliyorum:)

Paris’de Ne Yemeli?

Buralara kadar yürüdük ve yorulduk değil mi? Size sunacağım 2 yemek alternatif var:

Eğer klasik “ben et yemek istiyorum” diyenlerdenseniz, Paris’e gelen her Türk’ün haç vazifesi gibi gittiği L’entrecote’u tavsiye ederim. Evet restaurant lüks değil, yemek de müthiş değil ama, Paris’e gelip de “Cafe de Paris soslu antrikot”u bir sefer de yerinde yemez mi insan değil mi? 🙂 Salata, et ve kızarmış patatesten oluşan set menüsü, adam başı 35-40€’lar civarı.

“Yoo! Et şart değil, farklı bir lezzet de olur” derseniz, işte benim favorim “Leon de Bruxelles“. Belçikalıların meşhur yemeği olan kum midyesini, ister tenecerede sulu, ister pizza gibi tavada tercih edebiliyorsunuz. Her ikisi de çok başarılı. Mekanda tatlılar vasat ama patates kızartması gayet güzel.

fransa-paris-tatil-gezi-rehber-belcika-midyesi
Yemek faslı bittiğine göre, bir kahve eşliğinde yine Paris’in biz Türkler için sembollerinden biri olan (ama nedense bizim ülkemizde açılınca iş yapmayan) “La Duree“de ister rengarenk makaronlar, isterseniz de çeşit çeşit tatlılarından, kendinize bol kalorili de olsa bir ziyafet çekin derim. Buraya kadar yürüyerek, bunu çoktan hakettiniz 🙂

Champs Elysees’de en iyi araba markalarının devasa dükkanlarını, 2 günlük bu geziye bu seferlik sıkıştıramadığımız için gidemediğimiz Euro Disney’in, hediyelik eşya mağazasını ve özellikle çanta düşkünleri için bir cennet olan Louis Vuitton’u gezebilirsiniz.

Paris Gezilecek Görülecek Yerler

Caddenin sonu Napoleon’un şehre giriş yaptığı meşhur “Arc de Triomphe” yapıtının (Zafer Anıtı) yer aldığı meydan… Zamanınız olursa üzerine çıkabilirsiniz. Manzarası gerçekten hoş ama “yok, Eiffel’e çıkacağım” derseniz hiç zorlamanıza gerek yok.

Sırada benim en sevdiğim yerlerden biri olan Trocadero var. Oraya gitmek için Arc de Triomphe’dan Avenue Kleber’i takip ediyoruz. Trocadero benim favorim olan Le Malakoff dahil, bir çok Eiffel Kulesi manzaralı cafe-restaurant’ı ile çok keyifli bir nokta. Burada bir Cafe Viennois tavsiye ederim.

Musee Nationnal de la Marine, yani milli denizcilik müzesi’nin olduğu ikiz yapı ve merdivenlerden oluşan, yine Eiffel manzaralı yol vasıtasıyla Sen Nehri üzerinden Eiffel ve hemen arkasında Champs de Mars’a geliyoruz. Eiffel’e eğer çok kalabalık olmayan biz zamana denk gelirseniz maksimum 15 dakikalık bir bekleme ile yaklaşık adam başı 19€ karşılığında yukarı çıkabiliyorsunuz. İlk asansörler ile 2.kata kadar çıkabiliyorsunuz. 3.kata çıkmak isterseniz hava müsait olmalı ve aktarma yapmalısınız. Yalnız şunu söyleyeyim, kule yükseliği 300m’nin üzerinde ve hissedilir derecede salınım yapıyor. Bu sebeple yükseklik korkusu olanlara 3.katı pek tavsiye etmem.

Eiffel kulesi ile ilk günümüzü noktalıyoruz. Buradan otele metro ile dönebilirsiniz. Hazır buradasınız, Paris metrosuyla da tanışmanın tam zamanı! Aşağı in, doğru durakları ara-bul, makineden bilet almayı anla, gerekiyorsa aktarma yap gibi dertlerle uğraşmak istemezseniz, Uber de bir seçenek.

Akşam yemeği için bence bu geceyi Tracodero’daki cafe’lerden birinde değerlendirin derim.

İkinci gün için ana hedefimiz, filmelere de konu olan meşhur Notre-Dame Kilisesi ve Saint Michel bölgesi. Merkezi konumuyla büyük avantaj sağlayan otelimizden Louvre Müzesi’ne yürüyerek, buradan Rue de Rivoli’yi ters yönde aşarak bilindik markaların mağazaları arasından Sen Nehri boyunca, doğu istikametinde ilerliyoruz. Gittiğimiz yerler, yine yürüyerek 5-10 dakika mesafede. Sen Nehri’nde ilerlerken mutlaka, aşk kilitleri ile meşhur Pont des Art’ı ziyaret etmeden geçmeyin. Zaten rotamız üzerinde yer alan köprü Notre-Dame katedralinin de üzerine kurulu olduğu “Ile de la Cite” manzarası ile de uğramadan geçilmeyecek yerlerden… Paris’te aşk neden başka öğrenmenin tam zamanı, aşıksanız hemen bir kilit ile bunu ölümsüzleştirin 🙂

fransa-paris-tatil-gezi-rehber-printemps-alisveris-outlet

Notre-Dame Katedrali üzerindeki her biri birbirinden farklı olarak yapılmış heykelleri, filmlere konu olmuş yapısıyla dünyanın dört bir yanından turistleri kendine çekiyor. Burada bir soluklandıktan sonra, kendimizi Saint Michel’in ara sokaklarına atıp buradaki irili ufaklı cafe’ler arasında, “tripadvisor” üzerinden yapacağınız küçük bir araştırma ile damak zevkinize en çok uyan Paris sokak lezzetleri ile tanışabilirsiniz

fransa-paris-tatil-gezi-rehber-printemps-alisveris

Nehrin tekrar geldiğiniz tarafına geçtiğinizde “Paris’in Cihangir’i” olarak tanımlanan “Rue des Archives” yer alıyor. Ben bugünün kalan kısmını özellikle alışveriş düşkünlerini de düşünerek, biraz alışverişe ayırma amacıyla serbest bırakmayı tercih ediyorum. Özellikle otelimize yakın olan Galerie La Fayette ve Printemps’ı gezmek, zaten günün kalan kısmını bitirecektir. Burada sabah ve öğlen programını yer değiştirebilirsiniz. Akşam yemeği için de eğer bizim gibi bir peynir aşığı iseniz, size muhteşem bir restaurant tavsiyem olacak. Yemeğimiz “Raclette ve fondue”. Restoranımız ise : Le Marivaux opera (Harita üzerinde lokasyon bilgisi için üzerine tıklayın)

fransa-paris-tatil-gezi-rehber-restaurant-tavsiye
Otelimize 5 dakika yürüme mesafesinde bulunan bu restaurantı yıllar önce şansına deneyip, çok memnun kalınca, her Paris gezimizde gider olduk. Raclette ve fondue çeşitleri ve geniş şarap kavındaki alternatifler arasından, tercihinizi yapıp, kendinize müthiş bir lezzet şöleni yaşatın derim. Ha unutmadan odanızda gece için bol bol su olmasına dikkat edin. İlk seferde hazırlıksız yakalandığımız için, bu kadar peynir tükettikten sonra, gece uykularımızdan uyanıp, odadaki suları kana kana içip bitirerek, google’dan “Paris’te musluk suyu içilir mi acaba?” diye araştırmışlığımız vardır 🙂

Pazar günü için, gün içinde uçuşunuz olduğunu farz ederek sabah saatlerini en iyi şekilde değerlendirmek için size tavsiyem, erken kalkıp Sacre Coeur ve Montmartre tarafına gitmeniz. Metro sayesinde tek bir seferle gidebiliyorsunuz. Hem de bu sayede katedraldeki Pazar sabahı ayinini de görme fırsatınız olur. Montmartre ile Kilise arasında füniküler sistem var. Onca merdiveni tek tek tırmanmakla uğraşmamak için, çıkışta bunu illa ki kullanmanızı tavsiye ederim. Kilisenin önündeki terasın manzarası süper. Arka tarafında ise Ressamlar Tepesi bulunuyor.

Paris’de Outlet

Bu arada Paris’te outlet soranlar için şu bilgiyi paylaşmak isterim. Şehir dışında yine RER tarzı, raylı bir sistem ile gidilen uzun süren bir yolculukla, “Valle d’Europe” adlı alışveriş merkezi ve outlete ulaşılıyor. Hatta aynı zamanda EuroDisney’e de gidilen tren bu! Alışverişe gidiyorsanız, EuroDisney’den bir önceki durakta iniliyor. Ancak outlet bizim gördüğümüz en başarısız ve vasat outlet’lerden biri çıktı. Ne çok iyi ve bilindik markalar var, ne de uygun fiyata birşey bulabiliyorsunuz. O yüzden de gidip zaman öldürdüğünüze değmez derim naçizane… 🙂

Paris ve EuroDisney

Bu arada zamanınız biraz daha geniş olursa ya da alışveriş yerine eğlenceyi tercih ederseniz, mutlaka Eurodisney’e özellikle de Universal Studio kısmına gitmenizi tavsiye ederim. Çocuk ya da büyük olun hiç fark etmez, çok eğleneceğinizi düşünüyorum 🙂

Yürüyüş Rotası ve Gezilecek Yerler

1.gün: (Toplamda 7.7 km)  – Harita

1)Opera Binası
2)Louvre Müzesi
3)Jardin de Tuileries
4)Place de la Concorde
5)Champs-Elysees (Şanzelize)
6)Franklin de Roosevelt (Arc de Triumph) (Zafer Anıtı)
7)Avenue Kleber
8)Trocadero
9)Eiffel Kulesi

2.Gün:(Toplamda 5.6 km) – Harita

1)Opera Binası
2)Louvre Müzesi
3)Rue de Rivoli
4)Ile de Cite (Ada)
5)Notre-Dame Katedrali
6)Saint Michel
7)Jardin Anne-Frank

İlave gezilecek yer önerileri:

Sacre Coeur – Montmartre – Ressamlar tepesi
Galerie La Fayette Alışveriş Merkezi
Printemps Alışveriş Merkezi ve çatısı

O zaman şimdilik au revoir! (Görüşmek üzere)

Önceki İçerikChef Mezze Gümüşsuyu – Harika Manzarada Nefis Mezeler
Sonraki İçerikZuma İstanbul – Modern Japon Mutfağı ağırlıklı Uzak Doğu Lezzetleri

SİZ DE DÜŞÜNCENİZİ PAYLAŞIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz