“Damdan düşenin halini en iyi, damdan düşer anlar” diye boşuna söylememiş büyüklerimiz. Bundan tam 2 sene önce, kendi fark etmem üzerine teşhis konmasıyla, davetsiz misafirim Kanseri ister istemez bir müddet konuk ettim. Aynı süreçlerden seneler önce geçmiş olan annemin, “Aynaya nasıl bakarsan, o da sana öyle bakar” sözüyle, ameliyatlar ve kemoterapi seansları arasında, normal hayatına, sağlığı el verdiğince devam etmeye çalışmış birisi olarak, ne olursa olsun her zaman gülümsemenin gücüne inanmışımdır. Bu hastalık deneyimiyle beraber, hayatta başıma gelen her şey için Yaradan’a “isyan” değil, “şükredip”, durumu anlamsız yere sorgulamak yerine, hemen kabullenip, gerekli aksiyonları alırken, bir yandan da içinden, bir mutluluk sebebi ayıklayıp çıkarmak, benim şu hayattaki yeni misyonum oldu sanırım:)

onko-day-dilek-yeginsu-bursa-soylesi-kanser

Bilirsiniz, her sene 1-7 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Kanser Haftası etkinlikleriyle, bu konuya genelde hep aynı iç karartıcı ve tekdüze şekilde dikkat çekilmeye çalışılır. Öyle ki bazen “Aa yeter ama! İçim daraldı” diye kulaklarınızı tıkayıp duymamak, bilmemek istersiniz… Valla sizi çok iyi anlıyorum. “Yahu toplumun maksimum derecede bilinçlendirilmesi gereken bu konu, bu kadar ruhsuz ve sıkıcı anlatılmak zorunda mı?” diye arada benim de isyan edesim gelmiyor değil hani 🙂

onko-day-dilek-yeginsu-bursa-kanser-murat-calikapan
İşte özellikle de bu sebeple, meme kanseri hakkında kendi yaşadığım deneyimlerimi, en içten şekilde anlatacak bir söyleşi yapmak üzere Uludağ Onko-Day derneği tarafından Bursa’ya davet edildiğimde, ezber bozarak, hiç yapılmamışı yapmayı çok istedim ve dinleyicilerimize, hayatlarında unutamayacakları, etkileyici bir anı olarak kalsın diye, bu konuda dünyanın, olabilecek en eğlenceli ve sürükleyici sunumunu hazırlamaya gayret ettim.
onko-day-dilek-yeginsu-bursa-kanser-murat-calikapan
İstanbul’dan kısacık ve keyifli bir yolculukla vardığımız yeşil Bursa, o gün bizi görkemli bir Uludağ manzarası ve masmavi gökyüzünde ışıldayan harika bir güneşle karşıladı. Dr. Murat Çalıkapan ile Podyum Davet’teki sahnede yerimizi aldığımızda, karşımızdaki koltuklarda, o pırıl pırıl güneşten de parlak ışıklar saçan, muhteşem bir insan topluluğu vardı. İlk fotoğraftaki güzellik de işte onlardan sadece biri. İsmi  de aynı gözleri ve gülen yüzü gibi Işıl. Ne tesadüf değil mi?O gün söyleşimizi dinlemek üzere, salonu dolduran, çok fazla sayıda güzel insanla tanışıp kucaklaşma imkanı bulduğum için kendimi çok şanslı sayıyorum. Yüzlerinden nur saçılan bu hanımlar da Nilüfer Kadın Korosundan… Youtube’dan aratıp, Onko-day yararına verdikleri konserlerini izleyebilir, siz de benim gibi, performansları karşısında mest olabilirsiniz.

onko-day-dilek-yeginsu-bursa-kanser-nilıfer-kadin-korosu

Toplumu kanser hakkında bilinçlendirmeye ilaveten aynı zamanda, kanserle savaşırken maddi imkansızlıklar da çeken, bu sebeple tedavisi sırasında bir de bunun için zorlanan ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye kendini adamış Onko-Day derneğinin, gönüllüler ordusunun başında, bu sinsi hastalığı yine bizzat deneyimlemiş ve başından tam 9 ameliyat geçmiş Sevgili Füsun Önen bulunuyor. Nasıl müstesna bir insan ve kendini bu konuya nasıl adamış, kelimelerle anlatamam. Onu tanıdıkça hayranlığım daha da arttı. İnsan üstü bir çabayla dernek olarak nasıl çalıştıklarını gördükçe inanın “böyle insanlar da varmış” diye gurur duydum.

Etkinliğimiz Dernek Başkanı Füsun Hanım’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Aslında henüz o gün tanışmamıza rağmen, sanki aylarca beraber prova yapmışcasına, tamamen aynı dili konuştuğumuz, başarılı meme kanseri ameliyatlarıyla nam salmış bir genel cerrah olan, dünya tatlısı doktorumuz Murat Çalıkapan’la birlikte, izleyicilerimizin şen kahkahalarıyla daha da renklenen muhteşem bir söyleşi gerçekleştirdik. Evet, konu belki kanserdi ama biz gülüp eğleniyorduk. Çünkü biliyorduk ki, el ele verdiğimiz müddetçe, kanser değil, biz güçlüydük.

Genelde bu tarz panellerde, sadece doktorların teorik bilgilerle konuşmacı olmalarına aşinayızdır. Hastalığı esas yaşayanların, nedense hiç olmamış gibi davranmayı seçip, “aman kimse duymasın” diye saklamaya çalıştıkları böyle bir konuyu, en açık, içten ve en samimi şekilde, neşeli ve sürükleyici bir hikaye tadında konuştuğumuz bu söyleşiyi başka yerde kolay kolay bulamayacağınız için aman kaçırmayın ve muhakkak izleyin derim:)

onko-day-dilek-yeginsu-bursa-kanser-murat-calikapan

3 bölüm halinde Youtube kanalım ÜşengeçŞef’e yüklediğim söyleşi videolarımıza, (eğer aşağıda otomatik olarak açılmıyorsa) aşağıdaki linklere tıklayarak da ulaşabilirsiniz. Bu arada Youtube kanalıma üye olmayı ve videoları beğenirseniz, beğen tuşuna basmayı da unutmazsınız değil mi? 🙂
Bölüm 1

Bölüm 2

Bölüm 3

Artık dünyada 5 kadından 1’inde görülme sıklığı bulunan böylesine yaygın bir hastalığı, (Evet evet! Meme kanserinden bahsediyorum) öyle kulakları tıkayıp, “bana olmaz” demek yerine, ya da “aman hiç kurcalamayayım, araştırmazsam çıkmaz” diye kaçmak yerine, oldu da, mazallah eğer varsa bile, daha en başlarında teşhis ederek tedavisini almak, inanın hayati önem taşıyan, çok doğru bir yaklaşım… Diyeceğim o ki, bebek pışpışlamak, yemek yapmak, ev süpürmek, ütü yapmak, bulaşık yıkamak, cam silmek, toz almak vesaire vesaire… Hepsine çok güzel yetişiyorsunuz biliyorum da, haydi hanımlar, bir kez de o güzel “ellerinizi” sağlığınız için kullanın ve ara ara kendi kendinize meme muayenesi yapın. Belirli periyodlarla da profesyonel kontroller yaptırmayı ihmal etmeyin lütfen:)

onko-day-dilek-yeginsu-bursa-kanser-murat-calikapan

“El ele daha güçlüyüz” mottosuyla 1997’de Uludağ Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi bölümündeki hastalar arasında bir dayanışma yaratmak, hastalar arasındaki sosyal dayanışmayı sağlarken, kanser konusunda yapılan bilimsel çalışmalara destek vermek ve toplumu kanser konusunda bilinçlendirmek amacıyla, tedavi görmüş eski hastalar, hasta yakınları ve bölüm çalışanları tarafından, Prof. Dr. Kayıhan Engin başkanlığında kurulan Uludağ Üniversitesi Onkoloji Dayanışma Derneği (Kısaca Onko-Day) ile bu etkinlik vesilesiyle tanıştım ve gönüllü olarak yaptıkları çalışmalar karşısında, insan isterse neler başarabilir diye düşüncelere daldım ve tek kelimeyle nutkum tutuldu.

Lions Klubüyle birlikte kurdukları 12 prefabrik ev ve ana binadan oluşan Hasta Konuk Evi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni de duyunca, bizzat gidip, yerinde ziyaret etmek istedim. onko-day-lions-bursa-kanser-hasta-konuk-evi

Burada uzak şehirlerden veya köylerden Bursa’ya kanser tedavisi olmaya gelip de, örneğin radyoterapi gibi süreç gerektiren tedaviler esnasında kalacak yeri olmayan ve maddi imkanları da bulunmayan ve bu sebeple çoğu zaman tedavisini yarım bırakmak zorunda kalan insanlara, aileleriyle beraber insani koşullarda kalabilecekleri, ev sıcaklığında bir ortam sunuluyor. Günde 3 öğün yemekleri, ücretsiz olarak, dışardan hazır olarak getirtiliyor.

Aynı zamanda bir rehabilitasyon merkezi de olan Hasta Konuk evinde, hasta ve yakınları isterse, hobi olarak evlerinin hemen önündeki bahçeyle ilgilenebiliyor, kendilerini daha iyi hissetmek ve yaratıcı işler yaparak, kaliteli zaman geçirmek isterlerse Onko-Day gönüllülerince el emeği göz nuruyla ortaya çıkarılan ev tekstili ve yat tekstili ürünlerinin hazırlanmasında destek verebiliyor, isterlerse örgü örüp, nikah şekeri, takı veya aksesuarlar da yapabiliyorlar.

onko-day-deniz-yildizi-yat-tekstili-bursa-ozlem-suer

Kendi evlerinden getirdikleri veya bağışlarla toplanan eski dikiş makinalarıyla kurdukları bu atölyede, tamamen amatör ruhla, profesyonelden aşağı kalmayan bir üretimhane kurmuşlar. Yer Bursa olunca, tekstilin kalbi de burada atıyor tabi ki. O kadar çok tekstil firması var ki, gönderdikleri kumaş ve aksesuarlarla, bu büyük yürekli, çalışkan insanlara onlar da destek veriyor ve hammadde sağlıyormuş.

Kendi imkanlarıyla üretip, satışa sundukları ve kazançlarını yine dernek amaçları doğrultusunda değerlendirdikleri bu çok özel ürünlere  siz de www.onkodaydenizyildizi.com adresinden ulaşabilirsiniz. Sevgili dostum değerli modacımız Özlem Süer’in tasarladığı bu mor mercanlar ve tavuş kuşundan oluşan, iç açıcı desen, yastığından nevresimine pek çok tekstil ürünü haline getirilmiş. İpek kozasından yapılan buzdolabı magneti çiçekler, gemici düğümleriyle yapılmış halat paspaslar, nevresim takımlar, masa örtüleri, runnerlar, havlular ve daha neler var neler… Bence hemen siteye girip, bir göz atmalı!

Toplanan kıyafet bağışları da, konuk evinin ana binasındaki bir odada istifleniyor. Hepsi sıfır, hiç kullanılmamış halde tertemiz şekilde, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyorlar. Çocuklar gelip, istedikleri kıyafetleri kendileri seçip, alıp çıkabiliyor ve bu sayede rencide olmaları da önlenmiş oluyor.

Bir şey öğrendim ve dedim ki okuyucularıma bunu kesinlikle duyurmalıyım. Kemoterapi ve radyoterapi alan çocuklar, dernek tarafından bağışlanan ve o esnada hastanede oynadıkları oyuncakları çıkarken bırakmak istemiyorlamış. Çocuk işte! Tabi ki istemez. 🙂 Bu yüzden ciddi bir oyuncak ihtiyacı bulunduğunu öğrendim. Olur da elinizde, çocuğunuz, yeğeniniz vs. büyüdüğü için veya sıkıldığı için artık kullanmadığı ve kime vereceğinizi şaşırdığınız oyuncaklarınız varsa, artık onlarla ne yapacağınızı biliyorsunuz. Onko-day, sizin sayenizde o oyuncakları bu miniklere seve seve ulaştıracaktır. Oyuncaklarla kuracakları bağı ve kazanacakları morali hayal edince, ailelerinden alacağınız hayır dualarını bir düşünün derim! 🙂

onko-day-lions-hasta-konuk-evi-kanser-bursa

Konuk evleri aynen tek katlı, tertemiz, sade ve optimum derece gerekli olabilecek tüm mobilyaları bulunan bir ev mantığında düzenlenmiş. 53 metrekarelik bu evlerde yatak odasından, oturma odasına, açık mutfağından, banyosuna kadar her şey, televizyonundan, sehpasına, ufosundan, klimasına kadar tüm detaylarıyla düşünülmüş.

onko-day-lions-hasta-konuk-evi-kanser-bursa

Kapısında bulunan “Home sweet Home” (Evim güzel evim) yazılı paspas bile bence burada kalan hasta ve yakınlarına, kendilerini yuva sıcaklığında hissetmeleri ve tedavileri esnasında güvende, değerli ve daha iyi hissetmeleri için gösterilen önemin sadece küçük bir işareti… Yaşama sevinci aşılamak adına, parkından kamelyasına kadar hiç bir detay atlanmamış.

onko-day-lions-hasta-konuk-evi-kanser-bursa

Onko-Day & Lions Konuk Evi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaretim esnasında, snapchat hesabım “Usengecsefiniz” üzerinden yaptığım canlı yayınların toplamından oluşan youtube videosunda, burada gezerken ne kadar mutlu olduğumu ve buna vesile olan bu değerli insanlarla nasıl gurur duyduğumu izleyebilirsiniz.

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoterapi merkezinde moral günleri düzenleyen, hasta ve yakınlarına psikolojik destek ve bilgilendirme toplantıları organize eden Onko-Day derneği, kanser tedavisi gören hastalara destek veriyor, onların çeşitli ihtiyaçlarını ücretsiz karşılıyor. Kanserli ve kanser yakını olan çocukların isteklerini yerine getirmeye çalışırken, onlara öğrenim bursu da temin ediyor.

onko-day-dilek-yeginsu-usengec-sef-murat-fusun-onen

onko-day-dilek-yeginsu-usengec-sef-murat-fusun-onen

Bursa ve çevresindeki yerleşim yerlerinde, insanları bilinçlendirip, ücretsiz taramalar da yaparak, hastalığı erken teşhis etmeye çaba gösteren; ihtiyacı olanların tedavilerini üstlenen dernek, belediyeler, sağlık müdürlüğü ve bakanlıkla yürüttüğü etkinlik ve projelerle, olabildiği kadar çok insana ulaşmaya ve kanser eşittir ölüm demek olmadığını, kansere rağmen iyileşmenin ve yaşamanın mümkün olduğunu, kendileri de birer eski hasta olarak, topluma bizzat anlatmaya ve kanıtlamaya çalışıyor. Aileniz, sevenleriniz ve gerçek dostlarınız yanında, etrafınızda böylesine iyilik perisi insanlardan oluşan bir sevgi çemberi oluşturulup da, el ele verildiği müddetçe kim korkan hain kanserden? 🙂

onko-day-dilek-yeginsu-usengec-sef-fusun-onen
Bu harika insanlarla tanıştığım ve çorbada bir miktar da olsa benim de tuzum olduğu için, çok ama çok mutluyum. İyi ki varsınız.

onko-day-dilek-yeginsu-usengec-sef-fusun-onen

Yardım ve bağışlarınız için
Uludağ Onkoloji Dayanışma Derneği
Onko-Day İletişim Bilgileri

Tel: (0224) 368 58 49
E-mail: [email protected]
Facebook:/Onkoday
Instagram:/Onkoday

————————————————-

Değerli Okuyucularımdan Minik bir Rica:

Eğer yorum yazmak ya da soru sormak isterseniz, öncelikle şuraya tıklayarak, bloguma üye olmayı unutmayın ki, yazılarınız “Adsız” çıkmasın ve ben de sizi tanıyabileyim, olur mu? 🙂

Eğer gün içinde nerelerde bulunduğumu ve neler yaptığımı merak ediyorsanız da beni Snapchat‘te “Usengecsefiniz” hesabından takibe alabilirsiniz. “Snapchat kullanmayı henüz öğrenemedim ki ama ben” derseniz, onu da adım adım anlattım. İşte tam da burada🙂

Önceki İçerikTam Taneli Tahıllar Sayesinde Tam Beslen, Tam Yaşa!
Sonraki İçerikTeknoloji Düşkünleri için Zorlu PSM’deki Dijital Sergi’deydim

SİZ DE DÜŞÜNCENİZİ PAYLAŞIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz