Başka şehirlerden veya ülkelerden iş veya tatil amaçlı gelip, nerede kalacağını bilemeyen takipçilerimden, kendi deneyimlediğim otellerden izlenimlerimi daha fazla yazmam konusunda rica mailleri alıyorum.

Evvelki hafta sonu, kar kış biraz durulup da, güneş de nihayet gül yüzünü göstermeye başlayınca, biz de bu güzel bahaneyle, kendimizi minik bir tatille ödüllendirmek istedik ve İstanbul’da bu sene başında açılan 5 yıldızlı Lazzoni Hotel’de bulutsuz masmavi bir gökyüzüne perdeleri araladık:)

lazzoni-hotel-usengec-sef

Lazzoni ismini Lazzoni Mobilya’dan duymuşsunuzdur. Evet, sahipleri aynı… Dünya çapında bir Türk otel zinciri olmayı hedefleyen Lazzoni’nin, 40 milyon dolara mal olduğunu öğrendiğim bu ilk oteline adım attığım anda gördüm ki, aynen mobilya sektöründe olduğu gibi, otelcilikte de kalite ve lüksü, erişilebilir fiyatlarla sunan, her köşesinde Lazzoni Mobilya imzasını taşıyan; adeta bir Showroom gibi, sade ve çok şık bir şehir oteli hazırlamışlar.

lazzoni-hotel-lazzoni-mobilya-lobi-sutluce

Lazzoni Hotel, eski ve yeni İstanbul’u doyasıya yaşamak isteyenler için her ikisinin de tam ortasında, tarihi yarımadada yer alıyor.
lazzoni-hotel-usengec-sef-lobi-mobilya

Yenilenen yüzüyle sanat merkezlerinin, müzelerin, üniversitelerin gittikçe arttığı, iş dünyası için de son yılların yükselen trendlerinden olan Sütlüce’de, hemen Haliç’in kıyısında konumlanan otelin, harika bir manzarası var. Arzu eden misafirler, Haliç’e nazır bu 60 kişi kapasiteli büyük terasta oturup, gönüllerince sohbetler edip, kahvelerini yudumlayabiliyorlar.

Hemen karşısı Haliç Kongre Merkezi ve karşı çaprazda da meşhur Aşıklar Tepesi “Pierre Loti” bulunuyor.
lazzoni-hotel-usengec-sef-halic-pier-loti

Ayrıca otel, tarihi yarımadanın mirası olan Sultan Ahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı, Mısır Çarşısı, Ortodoks Patrikhanesi, Süleymaniye Camii, Topkapı Sarayı ve Ayasofya’ya da oldukça yakın. Biraz sayı vermek gerekirse, Taksim Meydanı’na 9 km, Atatürk Havalimanı’na 25 km ve Haliç Kongre Merkezi’ne yürüyerek sadece 10 dakika mesafede…

Semtin tarihi dokusunu yeniden yaşatan, dünle bugününü sentezleyen binanın mimarisi “Yeni Rönesans” tarzında… Böyle bir ambiyansta ve tarihi yarımadanın etkileyici manzarası karşısında, başka bir ülkede tatildeymişim gibi hissettim kendimi.
lazzoni-hotel-mobilya-sutluce
132 oda ve 19 suite’i bulunan otelin, suite odalarından birinde konakladık. Dediğim gibi tüm dekorasyon Lazzoni Mobilyalarla ve kendi ödüllü tasarımcıları tarafından yapılmış. Özenle döşenen odalarda seçilen yumuşak renkler, insanın gerçekten ruhunu dinlendiriyor.

Avrupa eklektik tarzını yansıtan odanızdaki rahat kanepeye uzanıp, kafanızı boşaltın ve biraz dergi karıştırın ya da kitap okuyun. Televizyonunuzu açtığınızda, “Sn. … Evinize hoş geldiniz” diye ekranda kendi isminizle karşılaşmanız, eminim bana olduğu gibi, size de sempatik bir sürpriz olacaktır. Tüh! Sürprizi bozdum ama görüyor musunuz! Neyse, baştan bilince “sağolsun çocuklar jest yapmış” diye, yanınızdakilere hava atarsınız :))
lazzoni-hotel-mobilya-sutluce

Ev konforunda tasarlanmış odamıza eşyalarımızı bırakıp, hızlıca yerleşmemizin ardından, sizin için oteli gezmeye başlıyorum bakalım.İlk olarak iş amaçlı değerlendirmek isteyenlerinizi düşünerek, toplantı salonlarına bir göz atmak isterim. Kongre turizmine de ev sahipliği yapan otelin alt katında, iş ziyaretleri, toplantılar ve seminerler için de ideal, farklı büyüklüklerde hem yüksek tavanlı hem de kolonsuz, 7 adet toplantı ve banket salonu bulunuyor.

20 kişiden 400 kişiye kadar hizmet verilebilen bu salonlar arasında, kalabalık davetler ve düğünler için, istenildiğinde tavandan indirilen 3 adet büyük projeksiyon perdesi de bulunan, bir ucundan diğerine yürümeye üşendiğim  550 metrekare büyüklüğünde dev bir balo salonu da var.

lazzoni-hotel-kongre-turizmi-toplanti-salonu
Normalde oda-kahvaltı olarak hizmet veren otelde, kendimi kaptırmış dolaşırken, fark ediyorum ki öğle yemeği zamanı gelmiş çatmış bile. O zaman Türkiye’deki en iyi 10 yabancı şeften biri olarak seçilen İsviçreli Executive Chef Andreas Erni’nin hazırladığı Türk ve Dünya mutfağından iddialı lezzetler için Nostoni Restaurant’ı bekletmek olmaz:)
lazzoni-hotel-nostoni-restaurant-andreas-erni
Her sabah açık büfe kahvaltı da yine bu şık ve zarif restoranda servis ediliyor. Arzu ederseniz, ek bir ücret karşılığında öğlen ve akşam öğünlerinde de benim gibi burada yemeğinizi yiyebiliyorsunuz.

180 kişilik bu A la Carte restoranın menüsü iPad gibi bir sistemle elektronik ortamda sunuluyor. Bu sayede hem menüde istedikleri zaman mevsimsel değişiklikler yapabilirken, hem de sık sık baskı yaptırarak gereksiz kağıt israfına da girmemiş olmaları güzel.

lazzoni-hotel-nostoni-restaurant-andreas-erni
Nostoni kulağa İtalyanca gibi gelse de Lazca “Lezzet” demekmiş. Tam emin olmamakla birlikte “Lazzoni” için de “Lazın Evi” demekmiş diye duydum ama dedim ya bilemedim, aranızda Laz arkidişler varsa, bizi bilgilendirsin doğru mu diye lütfen:)

Çocukken karşımızda oturan Laz komşularımızın daha yıllaaar yıllar önce gittiğim düğünü geldi gözümün önüne… Bütün gece kemençe çalmış ve herkes bir saniye dinlenmeden saatlerce horon tepmişti. Karadeniz Türküsü denilince aklıma ilk şu gelir nedense:

“Al aşağı vur dizi / Baban görmesin bizi
Baban görürse bizi / Öldürür ikimizi
Kızıl ağaç benimsin/ Yaprakların delinsin
Bu yıl ben evleniyom / Bekar kızlar sevinsin”

Kalori kaybettiren horondan, kalori kazandıran yemeklere dönecek olursak, öğle yemeğinde ilk olarak lava taşında pişirilmiş, isli tat sevenlerin bayılacağı bir Patlıcan Çorbası denedim. Bir de Kestaneli Balkabağı Çorbası yapmışlar ki, bu aralar en favorilerimden…

Ana yemek olarak Çökertme, yumuşacık eti ve yoğurtlu kibrit patatesiyle benden geçer not alırken; sedir ağacından ahşabın üzerinde, üstüne kapak kapatılarak, balığın ateşle direkt temas etmemesi sayesinde suyunu kaybetmeden pişirilen ve sedirden geçen o hafif füme tadını kazanan Somon Balığı, yanındaki garnitürleriyle birlikte damak çatlatan lezzetiyle eşimin somon sevdasına tam olarak cevap verdi. Tatlı olarak ise, Portakallı Cheesecake, hem hafif, hem de leziz bir tercih oldu.

lazzoni-hotel-nostoni-cheesecake-cokertme-fasulye
Yemeğin ardından, dışarıda sahilde biraz yürüyüş sonrası, bornozlarımızı giyip, Onni Hamam&Spa bölümüne geçtik. 700 metrekarelik bu alanda, biri çiftler için VIP olmak üzere dört masaj odası, sauna, Türk Hamamı, buhar odası, fitness salonu ve bir de kapalı havuz bulunuyor.

lazzoni-hotel-onni-spa-havuz-masaj
Saunadan ve buhar odalarından sonra, kendimi dinlenme odasına attım. Oh hayat bu işte! 🙂
lazzoni-hotel-onni-spa

lazzoni-hotel-kapali-havuz

Havuz ve odada yaptığımız kahve keyfi sonrası, işte akşam olmuştu neredeyse. Kaliteli zaman, nasıl da çabuk geçiyor hiç fark ettirmeden.
caffe-nero-kahve-barista-espresso-capuccino
lazzoni-hotel-usengec-sef-kahve
Akşam yemeğini yine Nostoni Restaurant’da Şefin özel “açık mantısı” ve organik tavukla hazırladığı kuru fasülye ziyafetiyle yaptık.

lazzoni-hotel-nostoni-restaurant-andreas-erni

Akşam yemeğinden sonra Lobide biraz oturup sohbet ettikten sonra, dışarı çıkmaya karar verdik. Ceketimi giydim ve işte hazırım. Ne de olsa, Beyoğlu hemen şurası. Atladık taksiye ve 10 dakikada Asmalımescit’teydik. Dilediğimiz gibi bir kaç mekan gezdikten, biraz müzik dinledikten sonra, otelimize yine kolayca döndük.

lazzoni-hotel-taksim-beyoglu-ulasim
Gece klimayı da istediğim sıcaklığa getirince, kafamı yastığa koyup da hemen uykuya dalabileceğim kadar konforlu olan bu yatak odasını sevdim. Yani sabaha alarm kurmasak daha saatlerce deliksiz bir uyku çekebilirdim. “Tatil günü de ne alarmı?” demeyin, sabah kahvaltısı öncesi masaj randevumuz vardı. Sonra da otelin özel teknesinin kaptanı bizi bekliyor olacaktı. Tamam tamam meraklanmayın, hepsinin detaylarını anlatıyorum işte 🙂
lazzoni-hotel-mobilya-oda
Önce Balili masözün maharetli ellerine bıraktım kendimi. Uzak Doğu ve geleneksel masaj çeşitlerinden, ben yine en yumuşak olan ve yaklaşık 45 dakika süren Klasik masajı seçtim. Bütün gün bilgisayar karşısında oturmaktan her yanım tutulmuş halde, ne yapayım:)
lazzoni-hotel-spa-bali-masaj
Sonrasında Kahvaltıya geçtik. Açık büfeden zevkinize göre seçimler yaparak, canınız ne isterse ondan yiyorsunuz. İsterseniz kendinize omlet veya menemen de hazırlatabiliyorsunuz. Peynir ve reçel çeşitlerinden bir kaç tane ve şarküteri ürünlerinden bazılarını denedim, kalitelerini genel olarak beğendim.
lazzoni-hotel-nostoni-restaurant-kahvalti

Otelin konumundan bahsederken, merkezi dedim ya hani… Gerçekten de Lazzoni Hotel’den karayolu, havayolu veya denizyolu ulaşımı ile İstanbul’un birçok noktasına kolayca gitmek mümkün.Hani Venedikteki kanallarda da kullanılan, “vaporetto” denilen tekneler vardır ya? İşte otelin kendine özel böyle bir teknesi bulunuyor. Bu özel tekne servisi ile Haliç’ten, İstanbul Boğaz’ı üzerindeki herhangi bir noktaya maksimum 20 dakikada ulaşım imkanı sağlanıyormuş.

proxy?url=http%3A%2F%2F2.bp.blogspot.com%2F cK5zw CrBzs%2FVP7viyB391I%2FAAAAAAAAO2c%2F07YUkRV2h0A%2Fs1600%2Flazzoni hotel tekne

proxy?url=http%3A%2F%2F2.bp.blogspot.com%2F acNKkUrD2o0%2FVP7va4Y8OeI%2FAAAAAAAAO1A%2FnMSJ 5mT Do%2Fs1600%2Flazzoni hotel halic 1

Otel aynı zamanda, “Seabird” denilen deniz uçaklarının kalkış ve iniş noktasına 5 dakika mesafede yer aldığı için, burada konaklayanlar, bu sayede isterse aynı tatil programı içinde Alaçatı, Bozcaada, Bodrum gibi diğer turistik merkezlere de geçebiliyorlarmış.
Hem deniz uçaklarının kalkış noktasına ne kadar yakın olduğunu gözlerimizle görmek, hem de pırıl pırıl havada keyifli bir Haliç turu yapmak için, otelin hemen karşısındaki sahilden özel tekneyle yola çıktık.
proxy?url=http%3A%2F%2F2.bp.blogspot.com%2F NfCySXwdtNM%2FVP7vnClZKxI%2FAAAAAAAAO3I%2F5pDofJAUqQ8%2Fs1600%2Flazzoni tekne turu

Sahil boyunca pek çok tarihi ve turistik nokta gibi, Rahmi Koç Müzesi de otele çok yakın. Burada sergilenen denizaltısıyla, eski savaş uçağıyla, treniyle, Rahmi Bey’in antika araba ve motorsiklet koleksiyonuyla kesinlikle gezilmeye değer müzelerden biri.
proxy?url=http%3A%2F%2F1.bp.blogspot.com%2F eSHtC9SH I%2FVP7vd8Fxk9I%2FAAAAAAAAO1k%2FNXy3tPQq7IQ%2Fs1600%2Flazzoni hotel koc muzesi

İşte göz açıp kapayıncaya kadar, Seabird deniz uçaklarının kalkış-iniş noktasına geldik bile. Bundan sonrası uçağa atlayıp, kemerlerimizi bağlayıp, ver elini Alaçatı mesela, neden olmasın?:) Alaçatı Ot Festivali bu ay sonundaymış bu arada. Oleyyy bahar geliyor:)
proxy?url=http%3A%2F%2F2.bp.blogspot.com%2F TD6zYY2t25k%2FVP7yIHF0mNI%2FAAAAAAAAO3o%2FtdSuVmI6 o8%2Fs1600%2Flazzoni hotel deniz ucagi 1

 

SİZ DE DÜŞÜNCENİZİ PAYLAŞIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz