Size daha önceden İstanbul Acıbadem’de bu sene açılan Akasya AVM hakkındaki ilk izlenimlerimi şurada anlatmıştım hatırlarsanız.

Pek çok iyi mağazanın bir arada olduğu marka karmasıyla Anadolu Yakasının en ferah ve büyük alışveriş merkezlerinden biri olduğunu düşündüğüm için, havanın o gün fazla sıcak ve nemli olmasını da fırsat bilip, geçenlerde bir Pazar günü, vizyondaki filmlerden “Sin City-2″yi izlemek üzere Akasya AVM’ye gittik.

sin-city-2-film-analiz-usengec-sef
Biletleri alırken, 3D gözlükle birlikte, 2 kişi için 47 TL ücret ödeyerek sinema bölümüne girdiğimizde, orta alanında bulunan halıflekslerden geldiğine inandığım küf kokusunu, “burnu” olan birisinin fark etmemesi imkansızdı:)

Filmin gösterileceği salona girdiğimizde ise, artık küf kokusu yerini, ayıptır söylemesi tuvalet kokusuna bırakmış bir hava hakimdi.

Ekranda reklamlar dönerken, içerisi de zifiri karanlıkken maalesef girmiş ve yerimize oturmuştuk. Kokudan çok fazla rahatsız olmama rağmen, sevgili eşimin sinema izleme hevesini kırmamak adına, çıkıp bir yetkili bulup, durumun vehametini anlatma fırsatım olamadı. Zaten günlerden Pazar olduğu için, karşımda müdür pozisyonunda gerçekten yetkili biri olmayacağını da tahmin ettim.

Derken ekrana bir baktım ki, o anda hangi reklamı gösterirlerse göstersinler, tüm oyuncular “Hulk” gibi yemyeşil. Geçici bir durumdur diye beklerken, uzun bir süre yeşil ekrana bakıp durdu herkes. Makinist odasında kimse görünmüyor. Bunu fark etmediğine göre belli ki bantları takmış ve çıkmış.

akasya-avm-sinema-cinemaximum
Nedeeen sonra bir anda yayın kesildi. Hiç bir açıklama yapılmadı bile. Işıklar açılınca ne görelim? Herkesin oturduğu koltuklar ve yerler nasıl pis! Mısır patlakları, lekeler ve toz kaplamış her yeri. Bardak koyma yerleri ise önceki müşterilerin çöpleri ve boş şişeleriyle dolu zaten. Yanımdaki ve önümdekiler de aynı şeyden şikayet etmeye başladılar. Derken bir anda, pek yakında bölümü atlanarak, hemen film başladı. Neyse ki bu sefer yeşil değil:)

akasya-avm-sinema-cinemaximum
Bu havasız ve kötü kokan ortamda nefes almak istemediğim için, Allah’tan o anda yanımda bulunan hastane maskelerden taktım ve film boyunca onun içinde nefes almak zorunda kaldım. 3 boyutlu gözlüğü de takınca, maskeden çıkan sıcak hava buharlaşarak, gözlüğü buğulandırdı. Anlayacağınız film mi izledim, eziyet mi çektim anlamadım.

maske1

Ara verildiğinde ise, hemen çıkıp durumu konuşmak istedim, ama aynen tahmin ettiğim gibi yetkili bir müdür yoktu. Konuştuğumuz kişi ise şikayetimizi dinleyip, hemen ilgileneceğini söyledi ama salona tekrar girdiğimizde “oda spreyi” sıkıyordu. “Bu koku, hiç bir oda spreyiyle geçecek gibi bir şey değil ve içerisi o kadar havasız ki” dedim. Ben yine maskemi taktım mecburen…

akasya-avm-sinema-cinemaximum
Durumu instagram hesabımdan paylaştığım için, Pazartesi olunca bana en kısa sürede geri dönüş yapacaklarını düşündüm ama maalesef hiç kimse henüz ilgilenmedi. Beğendiğim şeyleri yazdığım gibi, memnun olmadığım ve hayal kırıklığı yaşadığımda da, objektif bakış açım gereği, bu izlenimimi de sizinle paylaşmamak olmazdı.

sin-city-2-jessica-alba-eva-green

Bu arada filmi nasıl buldun derseniz, Frank Miller’ın kendi çizgi romanından beyazperdeye uyarladığı Sin City-2/Günah Şehri-2’de bu kez, birinciden farklı olarak, hem Jessica Alba’nın canlandırdığı striptizci “Nancy” karakteri, hem de Eva Green’in hayat verdiği Ava Dwight” karakteri olarak, bu sefer uğruna ölünücek veya öldürülecek 2 kadın var. Birinci filmdeki gibi”Film Noir” tekniğiyle hazırlanan ve ağırlıklı siyah-beyaz olan filmde, kullanılan ışık oyunları ile enfes görüntüler ortaya çıkarılmış. İlk filmdeki farklı konuların finalinde harika bir şekilde bağlanmasını, bu filmin finalinde o kadar iyi başaramadıklarını düşünsem de, az önce anlattığım şartlarda bile olsa, izlenmeye değer buldum. Hele de, mis gibi kokan, iyi havalandırılmış temiz ve konforlu bir sinemada olsa, kim bilir nasıl da keyifli olurdu 🙂
————————————————
1 Kasım 2014

Yukarıdaki yazım yetkililere ulaşmış olacak ki, gerekli önlemleri alıp, ilgili geliştirme ve uyarıları yaptıklarını belirttiler. Yaşanan sıkıntıdan dolayı özür dileyerek, yeni haliyle de görmem için beni sinemalarına davet ettiler. Kayıtsız kalsalardı, bir daha gitmeyi düşünmüyordum açıkçası… Bu sayede sinema bölümündeki sorunların giderilip giderilmediğini, kendi gözlerimle görmek istedim. “Pek Yakında” filmi de bunun için güzel bir bahane oldu ve hangi gün geleceğimi haber vermeden “çat kapı” gittiğim sinemadan, bu sefer memnun kaldım:) Cem Yılmaz’ın Pek Yakında’sından izlenimlerimi buradan okuyabilirsiniz.

usengecsef.com
www.facebook.com/usengecsef
www.twitter.com/usengecsef
www.instagram.com/usengecsef

1 Yorum

SİZ DE DÜŞÜNCENİZİ PAYLAŞIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz