Hürriyet Bumerang Deneyim Günleri etkinliklerinden birinde daha, bu kez Yılmaz Özdil ile bir araya gelmek üzere Hürriyet Dünyası’nda buluştuk.

Sosyal medyanın aktif üyelerinden olan bloggerların oluşturduğu bu 10 kişilik ekiple beraber, günlük köşe yazılarını sürekli takip ettiğim Yılmaz Özdil’le heyecanlı ve hararetli bir sohbet gerçekleştirdik.

Yilmaz Ozdil

Soru-cevap tarzında ilerleyen sohbet esnasında, üzerinde durulan en önemli konu başlıkları hakkında bilgi vermek gerekirse;

  • ODTÜ’de son dönemde yaşanan olayların, ODTÜ’yü daha fazla güçlendireceğini düşündüğünden,
  • Gelecek belediye seçimlerinde CHP’nin İzmir’de rekor kıracağına emin olduğundan,
  • Siyasete girmeyi düşünmediğinden,
  • Gazeteleri, gazetecileri ve televizyonları ancak toplumun terbiye edebileceğine inancından,
  • Halk TV’de yaptığı çıkışta esas vurgusunun, “Erdoğan’a ne söyleyeceksiniz suratına söyleyin, ben köşemde yazıyorum. Suratına söyleyemediklerinizi parti televizyonundan Esad’a söyletmeyin.” demek olduğundan,
  • Türkiye’de, dünyada olmayan tesadüfler silsilesinin gerçekleşiyor olması sebebiyle, yarınlara dair bir projeksiyon yapabilmenin mümkün olmadığına inandığından bahsettiğini özetle söyleyebilirim.

Yilmaz Ozdil Beraber Yuruduk

Buna ilaveten, artık son sayfalarına geldiğim ve 2002 yılından günümüze kadar olan süreçte, gündeme damgasını vurmuş haberleri içeren ve gazete sayfalarının manşetlerinden, en arka sayfalarına kadar, unutulan, unutturulan ya da unutturulmaya çalışılan olayların ve kişilerin kronolojik bir haritasını, detaylı bir arşiv çalışması ve minimum yorumla çıkarmış olduğu son kitabı “Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda” ile Yılmaz Özdil, düşündüğümüzün aksine, çabuk unutmaya meyilli olmakla itham edilen toplumumuzun hafızasını tazelemekten ziyade, gelecek nesillere ilerde okuyup bizim demokrat partili dönemimizi öğrenebilecekleri bir derleme bırakmayı amaçladığından bahsetti. Çünkü O; bu dönemleri yaşayanların, her ne kadar balık hafızalı olduğu zannedilse de, yine de yaşadıklarını unutmayacaklarına inananlardan…

Ben ise kitabı okurken deneyimlediğim kendi hissiyatımdan yola çıkarak, art arda geliştiği için, çok önemli olmasına rağmen, gündemin hızına yetişemeyip, istemeden de olsa göz ardı edilebilen veya bir şekilde kıyıda köşede kalmış olayları “Aa! sahi bu da olmuştu…” diye aklıma getirerek, hafızamı canlandıran, bir çeşit “almanak” olarak gördüğüm bu 11 yılın özetini bir çırpıda gözler önüne seren kitap için şunu da belirtmeliyim ki; kesinlikle uyku öncesi okunacak bir kitap değil. Bilakis insanı gözlerini iyice açıp, okuduğu her satırı anlama ve hatırlamaya, hatırladıkça da aralarındaki bağlantıyı zihninde kurgulayarak, iyice uyandırmaya yol açıyor. Benden söylemesi:)

SİZ DE DÜŞÜNCENİZİ PAYLAŞIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz