Taksim’de Sıraselviler tarafına sapınca, yol üzerinde daha önce gittiğimiz başka bir Cafe’ye tekrar mı gitsek acaba derken, Cook Point isimli ve masaları tamamen dolu mini bir cafe gördük.

cook-point-sikayet-manti

IMG 3277Vitrininde Omlet, Kahvaltı Tabağı filan gibi şeyler yazdığından, burasının da aradığım o yer olamayacağını düşünürken, içeriden bir Bey “Sadece kahvaltı değil, harika yemeklerimiz var. Eşim Turizm Otelcilik Mezunu ve tüm yemeklerimizi o hazırlıyor.” deyince; “en çok hangi yemekte iddialısınız?” diye içeri girmeden kapısından sordum. “Özellikle Mantı” dedi ve şöyle bir kalakaldım. “Hadi bir menüye göz atalım madem” derken, şansımıza bir masa kalktı ve hemen geçerek “Tereyağlı Gül Mantısı” siparişimizi verdik.


yogurtMantı geldiğinde özel seremoni eşliğinde her zaman yaptığım gibi, önce yoğurt, sonra tereyağında kızarmış salça ve ardından Nane, Pulbiber ve Sumaktan oluşan baharatlarını üzerine ekledim.

pulbiber-nane-tuz-baharatResmini çeker çekmez, iyice merak ettiğim için, hemen tadına baktım ve işte o an, tam o saniyede zamanın durmasını istedim. Dursun ki bu tereyağında kızartılmış, içi kıymalı bu mantı hiçbir zaman bitmesin, bitemesin… 😉

yagda-kizarmis-manti

brovni-brownie-tatli-pasta-cikolataArdından da siparişimiz üzerine hazırlanarak Tarçınlı Krema Sosu ve Mini Meyva Tabağı ile sunulan Ilık Çikolata Soslu Brownie ve Çayımız geldi.
——————–
Tarih: 26 Haziran 2014

Yukarıda geçen sene yazdığım güzel izlenimlerimden sonra bu cafe dün beni çok fena hayal kırıklığına uğrattı. Her zaman objektif olduğum için iyiyi olduğu gibi, kötü izlenimlerimi de yazmak durumundayım. Merak edenleriniz için neler yaşadığımı kısaca anlatayım.

Dün işim gereği Taksim taraflarındayken, bildiğim bir yerde sevdiğim bir şey yemek umuduyla Cook Point’e geldim. Karşımda bu sefer bomboş bir cafe ve 2 çalışan vardı. Temiz ve lezzetli bir yemek istediğim için kendilerine geldiğimi belirttiğim hanım, köftenin daha bu sabah hazırlandığını söyleyince Izgara köfte ve gül mantı siparişi verdik.

Yemekler hazırlanırken, içerisini öyle bir duman kapladı ve kızartma koktu ki, dışardaki sandalyelerde oturmamıza rağmen, sanki kendim ocağın başındaymışım gibi üzerimize sindi bütün koku.

Sonra mantı geldi masaya… Yanmış ve simsiyah bi’halde! Gözlerime inanamadım. “Tamam, yenisini yapalım” deyip geri götürdüler.

Biraz sonra köfteler ise geldi. Çatalı bıçağı elime aldığım anda, bıçağıma, köfteleri hazırlayan hanımın “saçı” takıldı. İyice miğdem bulandı bu durumdan:( Kendisine durumu gösterince de “sabah klima bozuldu zaten” dedi. “Yanmış mantıları hiç çekinmeden servis etmeye kalkmalarının ya da köfteden saç çıkmasının, sabah bozulan klimayla alakasını anlayamadığımı, bunun bir bahane olmadığını, daha önce mekanları hakkında güzel yazılar yazmış, 3 ayrı gazetede bu yazıları yayınlanmış ve binlerce kez okunmuş bir blogun yazarı olarak, şu an ekstra hayal kırıklığına uğradığımı” söyleyerek, hesabı istedim ve kalktım.

Bu yaşadığım talihsiz olayı, sizlerle de paylaşmak gereği gördüm. Mekanın sahiplerinin eminim ki bu yaşananlardan, bir şekilde illa ki haberi olmuştur ama bir arama, özür dileme gereği bile duymadılar ki bu da ayrıca üzücü maalesef… Yok eğer haberleri olmadıysa, o daha da fena zaten.
usengecsef.com
www.facebook.com/usengecsef
www.twitter.com/usengecsef
www.instagram.com/usengecsef

1 Yorum

SİZ DE DÜŞÜNCENİZİ PAYLAŞIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz